İlginizi Çekebilir
  1. Ana Sayfa
  2. Yaşam

En Etkili Çekim Yasası BOB PROCTOR

En Etkili Çekim Yasası BOB PROCTOR
+ - 0

Sizlere Bob Procter’in Videosundan Türkçe’ye çevrilmiş en etkili çekim yasası hakkında videosunu makale olarak sizinle paylaşmaya çalıştık. Söylediklerinin her bir kelimesini lafı fazla uzatmadan hemen başlıyorum işte en etkili çekim yasası Türkçe sözleri.

Sizinle uyumlu olan enerjiyi kendinize çekersiniz. Sizinle uyumlu insanları da kendinize çekersiniz. Bildiğiniz gibi, her şey frekanslarda çalışır. Sonsuz sayıda frekans vardır. Ama biz insanlar, tıpkı bir radyo istasyonu gibi belirli bir frekansta çalışırız. Ve çekebileceğiniz tek müzik, içinde bulunduğunuz titreşime ayarlanmış müziktir.

En Etkili Çekim Yasası

Merhaba, bugün sizleri biraz geçmişe götüreceğim. Powerpoint’in ya da harika teknolojilerin olmadığı zamanlara. Bir yazı tahtası kullanacağım çünkü bunun eş zamanlı gerçekleşmesini istiyorum. Bugün sizlere, pek çok insanın çok fazla anlamadığı bir şeyi anlatmak istiyorum.

Konuşmak istediğim konu “En Etkili Çekim Yasası’dır. Çekim yasasının her zaman çalıştığını biliyor muydunuz? Aynı yerçekimi kanunu gibi. Eğer bu kalemi bırakırsam, düşecektir. Asla yukarı gelmeyecek, aşağıya düşecektir. Yerçekimi kanunu budur. Ağırlığı olan her şey dünyanın merkezine doğru çekilir.

Çekim yasası da böyle her zaman çalışır, ama nasıl? Şimdi size, zihin kavramını açıklamak için bir diyagram kullanmak istiyorum. Tahtaya çizdiğim bu diyagramıni bu dairenin zihninizi temsil ettiğini düşünün. Ve bu çizdiğim diğer küçük dairenin de vücudunuzu. Şimdi, bir an için bunu düşünmenizi istiyorum.

Vücudunuz moleküler bir yapıdır. Bu, çok yüksek bir titreşim hızında hareket eden bir enerji kütlesidir. Eğer vücudunuza bir mikroskopla bakarsanız, o enerjinin gözlerinizin önünde dans ettiğini görürsünüz. Üstelik siz yaşamasanız bile bu enerji hareket ediyor. İşte sizi önümüzdeki 20 yıl boyunca düşünmeye sevk edecek başka bir bilgi vermek istiyorum.

Henüz yeni gerçekleşen bir olay yerine gidip, öldürülen bir kimsenin kalıntılarını incelerseniz, orada da enerjinin hareket ettiğini göreceksiniz. Resmimize geri dönelim. Bir zihin olarak sürekli bir şekilde bedeninize girip daha sonra geri çıkarsınız.

İşte içinde bulunduğunuz titreşimi belirleyecek olan, bu zihninizi nasıl kullandığınızdır. Şimdi bu kısma dikkat edin. Bilinçli zihni, bilinçaltı zihinden ayıran hayali bir çizgi olduğunu hayal edelim. Bu bilinçaltı zihin programlanmıştır. Biz daha küçük bir bebekken, bilinçaltı zihin sonuna kadar açıktı ve çevresinde olup biten her şeyi içine çekti.

Ve siz daha küçük bir bebekken oraya giden tüm enerji, paradigma denen bir şey oluşturdu. Paradigma dediğimiz şey bilgidir. Paradigma birçok alışkanlıktır. Siz şu an çevrenizin sizde şekillendirdiği kabullerin ürünüsünüz. Ama ondan önce, nesiller boyu devam eden bir genetik dizinin ürünüydünüz.

Şimdi paradigmanın “x” tipi bir enerji olduğunu söyleyeceğim. Artık burada bilinçli bir düzeyde düşünme yeteneğine sahipsiniz. Düşünmek istediğiniz her şeyi düşünebilirsiniz ve düşünmekle kalmayıp fikirler üretebilirsiniz demektir. Artık Bilincinize akan bir güç var ve bu güç asla durmaz. Size doğru ve sizin aracılığınız ile akar.

Şimdi, bu enerjiyi düşünmeye başlayalım. Eğer ki “X” tipi düşünceler düşünüyorsanız, muhtemelen “X” tipi bir titreşimde olacaksınız ve bu X tipi titreşimlerde, “X” tipi sonuçlar üretecektir. Bunlar değiştirmek istediğiniz sonuçlardır.

Ve sonucu değiştirmek için, çektiğiniz şeyi değiştirmek zorunda kalacaksınız. Gördüğünüz gibi düşündüğünüz düşünceler, içinde bulunduğunuz titreşimi kontrol ediyor. Titreşim ise bir fikirden başka bir şey değil. Bu evrenin bir yasasıdır, her şey titreşir ve hiçbir şey hareketsiz kalmaz.

Bir hareket okyanusunda yaşıyoruz. Bedenin içinde bulunduğu titreşimi kontrol eden ve nasıl hareket edeceğinizi belirleyen şey, bilinçaltınıza etki ettiğinizi düşündüğünüz düşüncelerdir ama aynı zamanda neleri çekeceğinizi de belirler. Sizinle uyumlu olan enerjiyi kendinize çekerseniz, sizinle uyumlu olan insanları da çekersiniz.

Gördüğünüz gibi, her şey frekanslarda çalışıyor. Sonsuz sayıda frekans vardır, ama biz insanlar, tıpkı bir radyo istasyonu gibi belirli bir frekansta çalışırız.” Ve çekebileceğiniz tek müzik, içinde bulunduğunuz titreşime ayarlanmış müziktir.

Titreşimi kontrol eden de paradigmalarımızdır. Düşüncenizi değiştirebilirsiniz ama bu hiçbir şeye yaramaz çünkü paradigmalarınızı değiştirmelisiniz. Eğer paradigmanızı değiştiremezseniz, hayatınızda hiçbir değişim olmaz.
İçinde bulunduğunuz titreşimi kontrol eden ve neleri çekeceğinizi belirleyen şey, düşündüğünüz düşüncelerdir.

Yani istemediğiniz şeyleri devamlı hayatınıza çekmeye devam ediyorsanız, bunu anlamalısınız. Bu soruna neden olan şey Paradigmalarınızdır. X tipi koşullandırmadan tamamen farklı bir “Y” tipi düşünce düşünmeyi seçebilirsiniz ama bunun hiç bir faydası olmayacaktır Y tipi düşünceyle duygusal olarak ilgilenmeye başladığınızda, paradigma bunu fark edecektir.

Neden biliyor musunuz? Çünkü bu sizde çok rahatsız edici bir his uyandıracaktır. Bu konfor alanınızdan çıkmak ve farklı bir şeyler yapmak demektir, ve ne yazık ki biz insanlar konfor alanımızdan çıktığımızda ve farklı bir şeyler yaptığımızda rahatsızlık duyarız.

Ama şunu anlamanız gerekiyor, paradigma ve düşünce, içinde bulunduğunuz titreşimi kontrol eder. Titreşim ise, neyi kendimize çektiğimizin belirleyicisidir. Yoksulluk bilincinde olan insanlar, eksikliği ve parasızlığı çekmeye devam edeceklerdir. Her türlü bilgiyi zihnimizde toplayıp eğitimli bir beyne sahip olabiliriz ama bu hiçbir şeye yaramaz.

Eğitimli bir zihne sahip, çok iyi eğitim görmüş insanların iş hayatında neden pek iyi sonuç alamadığını hiç merak ettiniz mi? Sebebi onların paradigmalarıdır. İçinde bulunduğunuz titreşimi değiştirmelisiniz. Ancak o zaman tüm dünyanız değişir. 1961 yılında adamın birisi bana bu kitabı verdi ve dedi ki, sana söylediklerimi harfiyen uygulayacaksın.

Bu kitap, benim konfor alanımın dışında, bana “Y” tipi fikirler veriyordu ve ilk başlarda beni çok rahatsız etmişti. Ama adamın dediklerini harfiyen yerine getirdim ve bunların sonucu olarak 1 yılda, gelirim 4 bin dolardan 175 bin dolara çıktı. Daha sonra milyonu geçti.

Neler olduğunu anlamam dokuz yılımı aldı. Size gösterdiğim bu şeyleri anlamam 9 yılımı aldı. Lütfen bunu anlayana kadar tekrar tekrar izleyiniz. Burada birden fazla ders var. Paradigmanızı nasıl değiştireceğinizi öğrenmek istiyorsanız “Paradigmanızı nasıl değiştireceğinizi öğrenin” başlıklı videomuzu izleyin.

Paradigmanızı değiştirdiğinizde, sonuçlardaki değişiklik otomatik olarak gerçekleşecektir. Çünkü yeni ve tamamen farklı bir şey çekmeye başlarsınız. Burada yapmak istediğimiz şey, pozitif bilgileri beynimize programlamak ve olumsuz düşünceleri ortadan kaldırmak.

İşte bu çekim yasasıdır. İçinde bulunduğunuz titreşime göre çekersiniz. Yaşadığımız bu beden moleküler bir yapıdır. Vücudunuz bir enerji kütlesidir. Vücudunuzu tamamen karanlık bir odada bir kızılötesi televizyon kamerasının önüne koyarsanız, tüm varlığınız parıldayan, ışıl ışıl bir formdan başka bir şey değildir.

Duygu, içinde bulunduğumuz titreşimin nerede olduğunun bilincindedir. İyi hissetmediğimizde, olumsuz bir titreşim içindeyizdir. İyi hissetmek, pozitif bir titreşime geçmek istiyorsanız, durun ve neye minnettar olduğunuzu düşünün. Ama şunu anlayın, sizi o frekansa getiren paradigmayı elde edene kadar zenginliği, mutluluğu, sağlığı asla kendinize çekmeyeceksiniz.

Yorum Yap