Hayattan zevk alamıyorum her şey sıkıcı gelmeye başladı dediğini duyar gibiyim. Başaramıyorum nedeni nedir diyorsan bu makalemi mutlaka okumalısın hayattan zevk almıyorum diyen bir çok insan var fakat bu durumda bir çok fırsat var bunları göremiyorsun lafı uzatmadan hemen başlıyorum.
Need for Speed Underground, bir zamanlar oynamaktan en çok keyif aldığım oyunlardan biriydi. Oynayanlar kesinlikle bilirler. Gittikçe zorlaşan bölümler, farklı yarış alanları ve benzeri şeylerle oyuncuyu kendine çekmeyi çok iyi bilen bir oyundu. Hayattan zevk almanın formülünü açıklarken en güzel örneğin bu oyun olacağını düşündüm. Neden mi? Hemen açıklıyorum.
Bu oyunu oynadığım zamanlarda çoğu zaman günde beş altı saate kadar bilgisayar başında vakit geçirdiğimi hatırlıyorum. O sıralarda benim için en eğlenceli aktivite haline gelmişti. Her bir bölümü geçmek için çabalıyordum ve oyundan inanılmaz zevk alıyordum. Derken o olay gerçekleşti.
Arkadaşlarımdan biri bana oyunu hileyle oynamayı sağlayan bir programdan bahsetti. Kulağa hoş geliyordu. Birazcık yardımın zararı olmaz diye düşündüm. İlk başlarda gayet güzeldi. Hileler sayesinde bölümleri neredeyse hiç çabalamadan geçebiliyordum Ama sonrasında durum değişti.
Oyun artık sarmamaya başlıyordu. Çünkü her zorlukta hile kullanıp yarışları kazanıyordum. Bir süre sonra tamamen bırakacak kadar oyundan soğudum. Bazı başka arkadaşlarımın aynı oyunla alakalı serüvenleri ise benimkinden çok daha kısa sürdü. Oyunda başarısız oldukları ve hiçbir bölümü geçemedikleri için oynamayı baştan bırakmışlardı.
Benim ve arkadaşlarımın başına gelenlere bakınca oyunun eğlenceli olmasının sebebini görmek çok da zor değil. Oyunda zorlukların olması ve bu zorlukların oyuncu tarafından belli bir çabayla aşılabiliyor olması. Oyun aşırı zor ya da aşırı kolay olduğunda artık keyifli olmaktan çıkıyor.
Evet hayat bir bilgisayar oyunu değil ama birçok ortak yönü olduğunu söyleyebilirim. Tıpkı oyunlarda olduğu gibi çözemeyeceğimiz çok fazla zorlukla karşılaşınca ya da inanılmaz kolay bir hayata sahip olunca her şey sıkıcı olmaya başlıyor. Hayatındaki bir sorunu kendi imkanlarıyla çözen bir kişi bundan kesinlikle keyif alır.
Bunun örneklerini görmek için Bill Gates ya da Elon Musk gibi başarılı insanların hayatlarına bakabilirsin. Bu kişiler, kendilerini bir ömür boyunca refah içinde yaşatabilecek kadar maddi birikime sahipler. Dünya üzerinde yaşamak istedikleri yere yerleşip yıllar boyunca herhangi bir sorunları olmadan yaşama imkanları var.
Buna rağmen ikisinin de yapmayı tercih ettiği şey bundan çok farklı. Her ikisi de her zaman çalışma ve çabalama halindeler. İstedikleri şeyleri başarmak için kasıtlı olarak her gün birçok sorunla uğraşıyorlar. Bütün bu çabalar sence daha lüks bir hayat yaşamak ya da daha zengin olmak için mi? Ben hiç sanmıyorum.
Eğer zorlukların ortadan kalkması onlara zevkli bir hayat sunacak olsaydı kesinlikle bunca zorlukla uğraşmazlardı. En kısa zamanda işlerini bırakarak hayatın keyfini sürmeye başlarlardı. Bu bahsettiklerime bakınca hayattan zevk almanın yolu açıkça ortaya çıkmıyor mu? “Zorlukları aşmak” Peki bunu sağlamak için ne yapmalısın.
Hayatında onlarca sorunla karşı karşıya olduğundan eminim. . İşe öncelikle sorunlarının farkına vararak başlamalısın. Tek cümlede söylemesi çok kolay. Zorlukları aş, Tabii ki bu kadar kolay değil. Bahsettiğimiz zorluğun ne olduğuna ve senin kişiliğine göre çok şey değişecektir. Bu konuda genel anlamda söylenebilecek her cümle başarıyla alakalı.
Fakat hepsinden önemlisi, peşinde koştuğun başarı kelimesi senin kendi sözlüğünde bulunan başarı kelimesi olmalıdır. Ona anlamını yükleyen sadece sen olmalısın. Çevrendekilerin, ailenin ya da toplumun senin için belirlediği başarı tabiri yerine kendi tabirini kendin yazmalısın.
Sevmediğin matematik sınavından yüksek almak, sevmediğin bir işte terfi etmek, herkesin kıskanacağı bir evde oturmak, çok zengin olmak, instagramda yüzlerce like almak ya da tıpkı ailenin istediği gibi bir doktor olmak. Bütün bunlar genelde başkalarının sana kabul ettirdiği başarı ifadeleridir.
Bunları kovaladığın sürece hayattan zevk almak bir yana kendini üzgün birisine dönüştürürsün. Kendine kulak verip senin için neyin gerçek başarı olduğunu belirlemelisin. İçinden gelen sesi dinlediğin zaman toplumun sana dayattıklarından çok daha farklı şeyler duyacağından emin ol.
Senin için başarı belki 50 sayfalık bir kitabı bitirmektir, belki o kötü alışkanlığından kurtulmaktır, ya da belki de hayalini kurduğun o mesleğe sahip olmaktır. Ayağa kalkıp bir adım atmak çoğu insan için bir başarı olmayabilir. Fakat bunu yapabilmek için aylarca fizik tedavi gören birisine göre bu çok büyük bir başarı olabilir.
Bu yüzden en kısa zamanda neyi başarmak istediğini seç. Karşına çıkan her bir zorluğun, senin hayattan daha çok zevk almanı sağlayabilecek birer fırsat olduğunu unutma.
