Size 31 gün boyunca, her gün ikiye katlanan tek bir kuruş ya da nakit olarak 1 milyon tl seçme şansı verseydim… Şu anda kaç kişi, 1 milyon tl’yi seçerdi…
İçindekiler
Peki kök faktör kontrolü nedir?
Her şeyi en temel nedenine, hayatınızdaki tüm sonuçlara indirgeyecek olsaydık, neye ulaşırdık? Hayatınız bir faktör tarafından kontrol edilmekte! Hayatınızın sonunda, burada mı yaşayacağınızı.. yoksa burada mı yaşayacağınızı belirleyecek tek bir şey vardır. Sadece bir şey vardır.
Sonunda bu arabayı mı süreceğinizi, yoksa şu arabayı mı süreceğinizi belirleyen şeydir. Tüm hayatınız tek bir şeye indirgeniyor..
Peki nedir bu tek şey?
Her şey seçimlerinize bağlıdır… Tüm hayatınız, şu ana kadar yaptığınız her seçimlerin “biriken birleşik etkisinden” başka bir şey değildir. Şu an ki belinizin ölçüsü, bu zamana kadar yaptığınız seçimlerin “birikmiş birleşik etkisinden” başka bir şey değildir.
İşletmenizin büyüklüğü, banka hesabınız, hayatınızdaki ilişkilerin yakınlığı, bu noktaya kadar yaptığınız seçimlerin bir bileşimidir. Başarı, bazı kahramanlıkların sonucu değildir.
Başarı dergilerinin kapağında gördüğünüz hiç kimse kahramanca bir şey yapmamıştır. Büyük bir cesaret içeren eylemlerin sonucu değildir.
Başarı, her dakika biriken, küçük ve görünüşte önemsiz seçimlerin bir sonucudur. O kişileri sizden ayıran tek şey, sonuçlara dramatik bir şekilde etki eden, bu basit seçimlerin “birikmiş bileşik etkisidir”
Bu küçük seçimler, sonuçlarda devasa farklılıklar oluşturur. Size 31 gün boyunca her gün ikiye katlanan tek bir kuruş ya da nakit olarak 1 milyon tl seçme şansı verseydim… Şu anda 1 milyon tlyi kaç kişi alırdı?
Evet beyler bayanlar.. size son teklifimi yapıyorum..
31 gün boyunca her gün ikiye katlanan “1 kuruş” ya da şu an da alabileceğiniz “3 milyon TL”. Kaçınız 3 milyon tlyi alıyor. Diyelim ki dediklerimi dikkate aldınız
ve “küçük şeyler büyük sonuçları doğurur” küçük şeyi seçsem iyi olur, burada bir fırsat olabilir dediniz.
Ve diyelim ki kuruşu seçtiniz. Ama komşunuz, yan komşunuz da 3 milyon lirayı nakit olarak aldı. Şimdi hayatımızı yaşamaya devam ediyoruz.
Aradan 5 gün geçiyor ve tek bir kuruşunuz 16 kuruş değerine geldi. Aynı zamanda komşunuzun hala 3 milyon TL’si var. Komşu evden gelen müzik seslerini duyabiliyorsunuz, parti veriyorlar.. Aradan 10 gün daha geçiyor ve 5 lira 12 kuruşunuz oluyor.
Bu birleşik kuruşun etkileyici sonucunu ancak 31. Güne geldiğimizde görebileceksiniz. Tek bir kuruşunuz, diğer taraftaki 3 milyona karşı, 10 milyon 737 bine dönüşecek.
“Bileşik getiriler”, başarı dünyasının 8. Harikasıdır. Bu söz Einstein’e ait. Çünkü 1. Gün ve 2. Gün arasında yaptığınız seçimler, tıpkı, 30. Gün ve 31. Gün arasında yapılan seçimlerle tamamen aynıdır.
Her ikisi seçim de küçük ve basittir. Ancak bu seçimlerin sonucu, önemli ölçüde farklıdır. Hızlı bir çözüm yolu aramayı bırakın. Başarılı bir hayat, mutluluk ve zenginlik için, kısa yol yok..!
Kopya çekebileceğiniz bir şey de yok, sabit bir teori yok. Mevcut işinizi yaparken, bu duyguları zihninizde gün be gün oluşturacaksınız. Çünkü başarı her geçen günün sonunda elde ediliyor.
Her gün başını yastıktan kaldırdığında, bu yeni günün, başarılı mı yoksa başarısız bir gün mü olacağına siz karar vereceksiniz. Ya ilerleyeceksiniz ya da geride kalacaksınız.
Yalnız, her seferinde bir adım, yataktan ayağınızı attığınızda bir adım, gün içerisinde yürürken bir adım, ya başarıya gidiyorsunuzdur ya da başarısızlığa.
Şu anda bir seçim yaptığınızda, bunun sonuçları ve akıbetini göremezsiniz. Herhangi bir etkisi olduğunu belli etmezler. Bu durumda hata yaptığını ya da kandırıldığını düşünebilirsin.
Yalnız bilmelisiniz ki bu seçeneklerden her biri, “Kelebek Etkisi” olarak adlandırabileceğimiz bir etkiye sahiptir. Buradaki küçücük ama küçücük bir seçim, 10-15 yıl sonra hayatınızda bir tsunami yaratabilir.
Ya olumlu, ya da olumsuz… Yapmanız gereken tek şey sabırlı olmaktır. Sonuçları şu an da göremeseniz bile, bileşik bir etkinin fitilinin ateşlendiğini bilmelisiniz. Ve yaptığınız her seçim, onu bir odun misali besler, yakıtla doldurur.
Ve bu süreç, sonuçlarını göstermeden, 10-15 ya da 20 yıl sürebilir. Nasıl zengin olabileceğimiz, genç olabileceğimiz, fit olabileceğimiz konusunda, bir pazarlama aldatmacası ile sürekli olarak bombardımana maruz kalıyoruz.
Üstelik bunların her biri, bir gecede, çok az bir çabayla ve sadece basit bir ödeme yöntemi ve 39,95 TL tutarında. Ve bu ticari pazarlama hileleri, gerçekten öğrenmek isteyen insanları içine çekiyor.
“Ailem için daha fazlasını yapmak istiyorum”
“Çocuklarımı Özel üniversitelerde okutmak istiyorum” bu düşüncelerin peşinden giderken, sürekli yoldan sapıyor ve dikkatlerini dağıtıyorlar.
Alın size gerçek..
Sihirli bir değnek diye bir şey yok.. Sihirli bir hap yok.. Ve arkadaşlar Allah aşkına “Sır” demeyin ortada sır diye bir şey de yok. İşte şimdi koltuğunuza oturabilir ve posta kutunuza, faturaların geldiğini düşünebilirsiniz.
Yalnız, bunu uzun süre yaparsanız, bir zaman sonra gelip o koltuğunuzu bile alacaklardır. Kazanma süreci ile ilgili bir gerçek vardır ki ; “Kazanmak” değil, “ ulaşmak” da değil, sadece “Başarıya ulaşmaktır” ve bu süreç kendi içerisinde çok sıradandır.
Bu süreç sinir bozucu hatta bazen, birazda çıldırtıcıdır. Yürek burkan bir şekilde yenilgidir. Hey 1 dakika.. Bu ilgi çekici kitaplarda, Heyecan veren reklamlarda ya da sürükleyici filmlerde sonu böyle değildi.
Bunun yerine, başarılı olmak için ne gerektiğine dair, diğerlerinin yanlış vizyonlarına bakıyoruz. Ama bunlar sadece göz alıcı şeylerdir.. onlar gerçek değildir. Sonunda asla başarıya sahip olamazsınız.
Bu yüzden zafere çok uzun süre takılı kalmayın, çünkü asla sahip olamazsınız. Onu sadece kiralayabilirsiniz. Ve bu kiranın her gün ödenmesi gereklidir. Hayatınızdaki sonuçları belirleyen, bildiğiniz bir şey değildir. Şu efsane sözü daha önce duyanınız vardır.
“Bilgi bir güç değildir” güç olma potansiyeli vardır ancak kendi başına güç değildir. Güç yalnızca, bildiklerinizle yaptığınız şeylerle yaratılır. Bakın, gerçekten çok zeki olup da 5 kuruş parasız kalan bir sürü insan var.
Çünkü bilgi, banka hesabınıza gönderebileceğiniz bir şey değildir. Sonuç üreten şey sadece eylemlerinizdir. Sağlıksız beslenme ve bir yaşamın, ömrünüzü kısaltacağını söyleyen doktorların %44’ü aşırı kiloludur.
“Yolu bilmekle yolda yürümek arasında fark vardır”. Hayatta iki acıdan birini yaşayacaksınız. Disiplinli olmanın acısı ya da pişmanlığın acısını. Jim Rohn söyle demiştir, “Disiplinin acısı altın ağırlığındadır” Telefonu kaldırmak, toplantıya gitmek, üzgün olduğunu söylemek..
Ama pişmanlığın acısı, tonlarca ağırlığındadır. İflas, boşanma, kalp ağrısı, yalnızlık. Öyleyse oradan kurtulmaya çalışırken, seçimlerinizi yaparken, kendinize bir soru sorun. Disiplinli olmanın acısı mı? Yoksa pişmanlığın acısı mı?
Sonuna kadar okuduysanız teşekkür ederiz. makalemi beğendiyseniz beğene basmayı ve arkadaşlarınızla paylaşmayı diğer makalelerimizden haberdar olmak ve aynı zamanda sitemize destek olmak için “Mail Abonemiz” olabilirsiniz.
Yorumlar (2)